Rumored Buzz on sohbet

Konyalılar, İstasyonda başlarına şapka, ya da şapkaya benzer ne varsa giymiş bir şekilde Atatürk’ü karşılamıştı. Halkın çoğu, keçeden yapılan Konya külahının önüne bir güneşlik ekleyerek kaskete benzetmiş, başına geçirmişti.

Maruniler’in Fransız Katolik Kilisesi civarında kendi mimarilerini taşıyan binalar yaptırarak ikamet ettikleri bilinen bir gerçektir.

Okulun içerisinde bir sınıf da yine Vali Ahmet Muammer Bey’in teşviki ve lawnımları ile Konya’nın ilk kitaplığı olan halk kütüphanesi olarak açılmış ve Konya İl Halk Kütüphanesi’nin çekirdeğini oluşturmuştur.

Ağacın sağında ise Aziziye Camii ve kırma çatılı yapısı ve tek minaresi ile Kapı Camii görülmektedir.

most likely sensitive or inappropriate illustrations These illustrations might consist of colloquial text based on your search. Website sitenizde bir üye sohbet

Ondan sonraki dönemlerine tanık olduğum bir bölge olduğu için ve hala yaşayan yapıları da gösterdiği için ilgilendim fotoğrafla. Ancak kısa bir süre sonra o kadar çAlright fotoğrafına rast geldim ki aynı bölgenin ve hepsinde var olan özellikle bir konağın, ister istemez ona odaklandım. Bir derken, iki, üç, beş, derken neredeyse şimdilik çeşitli açılardan, bazen aynı noktadan çekilmiş 25 fotoğrafını buldum o konağın ve çevresinin.

Sabahattin Ali’nin hikayesinden senaryosu Ayşe Şasa tarafından yazılıp sinemaya uyarlanan ve Yusuf Kurçenli tarafından çekilen, Türkan Şoray ve Hakan Balamir’in başrollerini paylaştığı 1987 Gramofon Avrat filminin bazı iç mekan sahneleri bu evde çekilmişti. Filmde Ahmet Fuat Anadolu evi Terzi Mürüvvet’in evi olarak kullanılmıştı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Cemile (Türkan Şoray) Dereköylü bir delikanlının yanında Meram’da bir oturağa gelmiş, ondan sonra bir iki ay bu çocukla dolaşmış, Dereköylü bir gece kavga arasında vurulup ölünce bütün öteki kimsesiz ve efesiz oturak kadınları gibi eski bir oturak alemi kadını olan Azime’nin (Güzin Özipek) eline düşmüştü.

Gertrude Bell’in bıraktığı mektuplar ve günlüklerinden, 11 may wellıs 1907 günü babasına yazdığı bir mektupta, o gün Konya’ya geldiğini ve İngiliz Konsolosu ile buluştuğunu ve yemekten sonra da Alman Konsolosu’nun kendilerini ziyarete geldiğini, check here 23 Haziran 1907 günü de daha önce Hindistan’da tanıştığı ve 1906 yılında Konya’ya İngiliz Konsolos Vekilliği görevi ile gönderilmiş olan Charles Hotham Montagu Doughty-Wylie ve eşi’nin evinde misafir olduğunu, akşam da evde bir kutlama yaptıklarını ve gece twelve’ye kadar sohbet ettiklerini öğreniyoruz.

1860’larda Lübnan’dan Dürzi’ler ile yaşanan çatışmalar sonucunda kaçarak Fransızların himayesinde Konya’ya gelen Marunilerin önde gelen isimlerinden olan Avukat Arapoğlu Kosti, 1892 yılında inşaa ettirdiği bu konağa, Fransızlara duyduğu minnete karşılık “Ögüsten Dolasu Mepsiyens” adını vermiş ve Fransız Katolik bir misyon biçmişti. Aldığım kaynaktan aynen aktardığım “Ögüsten Dolasu Mepsiyens” ifadesi büyük bir ihtimalle Fransızca bir söylemin Türkçe okunduğu gibi yazılmış halidir, ancak yetersiz Fransızcam ile ancak buradaki “Ögüsten”in “Augustin” olduğunu çözebildim. “Dolasu” için de bir fikrim olmakla birlikte tam emin olamadığım için bu tümcenin toplamda ne anlama geldiğini ne yazık ki çözemiyorum.

“Konya’da bu defadaki ziyaretimde on ay evvelkine nazaran pek çOkay ilerlemiş eserler gördüğümü kemal-i memnuniyetle beyan ederim.

the standard Sohbet meetings (Turkish: Geleneksel Sohbet Toplantıları) is actually a Turkish social apply of Group discussions. The communities consist exclusively of Gentlemen above a specific age (ordinarily 15 or 16), in spite of ethnicity, religion or position.

“Müskirât âmillerinden Ceylani Bey tarafından Larende semtinde Müdüriyet-i Umûmiye’nin verdiği plana tevfîkan ve müceddeden asrî ve fennî bir müskirat fabrikası inşa ettirilmiş ve resm-i

kat balkonunda “En Büyük Kuvvet ... Halktır” yazan bir döviz, pencerelerden bakanların salladıkları Türk bayrakları ve sol tarafta binaya bitişik bahçe kapısının taş babalarının solunda bir göndere çekilmiş CHP bayrağı dikkat çekmekte. 

Şems-i Tebrîzî Türbesi ve Mescidi, Şerafettin Camii’nin kuzeyinde eskiden mezarlık olan bir yere thirteen. yüzyılda inşaa edilmiş, 1510 yılında Abdürrezzakoglu Emir Ishak Bey tarafindan elden geçirilmis ve genişletilmişti. Mescid ile bitişik durumda bulunan taştan yapılmış türbe, iç10 tavanlı, dıştan sekizgen tambur üzerine tuğla ile yapılmış ve kurşun kaplanmış piramidal külahla örtülüdür. Eyvan şeklinde olan türbe mescide kalem işi süslenmiş ahşap bir Bursa kemeriyle açılır. Diğer yönlerde biri altta, diğeri üstte olmak üzere ikişer penceresi vardır. Türbenin duvarları bezeme olmaksızın sade tavanı ise geometrik motiflerle süslenmiştir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *