The sohbet Diaries

1900’lü yıllara gelindiğinde ise, Konya’da Ziraat Bankası, Osmanlı Bankası yanısıra çAlright sayıda sarraf ve banker de  para piyasasında faaliyet göstermeye başlamıştı.

Daha sonra Anavatanh Partisinin il merkezi olmuştur. 1991 yılında tarihi eser olarak tescillenen yapı, 1999 yılından itibaren restoran, nargile salonu ve kafe olarak kullanılmaya devam etmektedir.

13. yüzyıla tarihlenen mescidin duvarları kısmen taş ve tuğladandır. Kapı söveleri ise devşirme mermerdendir. Kare planlı mescidin kubbesi sekizgen bir kasnağa oturtulmuştur. İç mekanda kareden sekizgene geçişi sağlayan küçük tromblar vardır.

“Nizamiye nam-ı diğer Nalıncı namıyla maruf medrese çok zaman evvel yola kalb edilmiş ve hatta fazla kalan bir kısım arsasına da evler yapılmak suretiyle şekl-i aslisi büsbütün değiştirilmiştir.

Konya ile ilgili karşılaştığım birbirine benzer eski üç fotoğraf (one,2,three); Alâeddin Tepesi’nin Doğu yamacı eteklerinden çekilmiş, ilerde tam ortada Şerafettin Camii ve minaresi, daha gerilerde koyu bir leke olarak görünen Mevlana Türbesi ve sağında Sultan Selim Camii, sağda ağaçların arkasında da belli belirsiz Aziziye Camii görünmektedir.

Eski yazının tamamıyla değiştirilmesi konusu 1925 yılında ciddî olarak yeniden ele alınmış, Maarif Teşkilâtına Dair Kanunla kurulan “Dil Heyeti”, bir yazı komisyonu gibi çalışmaya başlamış ve 1928 yılı ortasında Lâtin harflerinden oluşturulan “Yeni Türk Alfabesi”nin kabulü yönündeki çalışmalar, Atatürk’ün desteği ile 1928 yılı Ağustos ayında uygulamaya konulmuştu. 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan ve three Kasım 1928 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanan kanunla bu büyük değişiklik gerçekleştirilmişti. Ancak ne yazık ki bu çalışkan icraat ve dava adamı yapmış olduğu bu çalışmaların meyvelerini göremeyecek, bu fotoğrafların çekilmesinden çOkay kısa bir süre sonra daha 35 yaşındayken Millet Mekteplerinin açılacağı gün, one Ocak 1929 Salı günü öğle vakti vefat etmişti.

20. yüzyılın başında Konya yabancı devlet temsilciliklerinin ilgi duyduğu ve resmen konsolosluk seviyesinde temsil edildikleri bir şehir olmuştu. İlginç olan ise ilk açılan yabancı temsilciliğin de Rus Konsolosluğu olmasıdır. 1896 yılına gelindiğinde şehirde Rusya ve İngiltere olmak üzere iki konsolosluk vardır. 1899’da Fransız Konsolosluğunun açılmasıyla sayı üçe çıkmış, daha sonrasında da bu üçlüye Alman Konsolosluğu da eklenmişti.

Sol tarafta görülen küçük kubbeli yapı ise, Hasbey Medresesi ya da Dârü’l-huffâz’ıdır(two).

1860’larda Lübnan’dan Dürzi’ler ile yaşanan çatışmalar sonucunda kaçarak Fransızların himayesinde Konya’ya gelen Marunilerin önde gelen isimlerinden olan Avukat Arapoğlu Kosti, 1892 yılında inşaa ettirdiği bu konağa, Fransızlara duyduğu minnete karşılık “Ögüsten Dolasu Mepsiyens” adını vermiş ve Fransız Katolik bir misyon biçmişti. Aldığım kaynaktan aynen aktardığım “Ögüsten Dolasu Mepsiyens” ifadesi büyük bir ihtimalle Fransızca bir söylemin Türkçe okunduğu gibi yazılmış halidir, ancak yetersiz Fransızcam ile ancak buradaki “Ögüsten”in “Augustin” olduğunu çözebildim. “Dolasu” için de bir fikrim olmakla birlikte tam emin olamadığım için bu tümcenin toplamda ne anlama read more geldiğini ne yazık ki çözemiyorum.

Elektriğin olmadığı, ancak atlı tramvay’ın çalıştığı dikkate alınınca bu fotoğrafın

O tarihte otoparka bitişik olarak duran dersane binası boşaltılıp yıkılmış ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin evi ihya edilecekmiş. Bu evi inşaa etmek için hangi belgelere başvuracaklar acaba merak içerisindeyim.

Özellikle Garp cephesinden gelen yaralı askerler buraya getirilir, tedavi olanlar taburcu edilir, ölenlerin cenazeleri buradan kaldırılırdı.

kat balkonunda “En Büyük Kuvvet ... Halktır” yazan bir döviz, pencerelerden bakanların salladıkları Türk bayrakları ve sol tarafta binaya bitişik bahçe kapısının taş babalarının solunda bir göndere çekilmiş CHP bayrağı dikkat çekmekte. 

Fotoğraf forty one - Yine bir Pancar Şenliğinde pancar yüklü kamyonlar Hüküfulfilled Bulvarı’ndan Alâeddin’e doğru geçiyorlar. Milli Bayram kutlamalarında da Hüküachieved Bulvarı’ndan Cumhuriyet Meydanına çıkan esnaf ve sanat erbaplarını taşıyan araçlar geçer, geçerken de halka mest lâstiği, ayakkabı, bisküvi, şapka, ekmek, meyve gibi çeşitli hediyeler atar, yol kenarındaki insanlar, özellikle de çocuklar bunları kapışırdı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *